Sosyal Medya

Makale

Biz ‘sokak köpekleri’

Titriyorum...

Tıpkı bir sokak köpeÄŸi gibi!

Üstüme yığın yığın örttüÄŸüm yorganlar battaniyeler kar etmiyor. Ellerimden kan çekiliyor... Tüp bittiÄŸinden çalıştıramadığım soba odanın tüm sıcağını bencilce metalinde toplamış gibi. Allah’ım burada bu soÄŸukta, kimsesiz! Okulu bıraktığımdan ailemin haberi yok, cebimde metelik yok!

Bu çılgınlık! Allah’ım bu çılgınlık!

Hemen o akÅŸam bakkaldan aldığım bir jiletle kız arkadaşımın önüne oturdum ve “saçlarımı tıraÅŸ eder misin!” dedim... Ertesi gün okula gittiÄŸim de baÅŸörtümü indirip pırıl pırıl kafamın üzerine ÅŸapkamı taktığımda bana acıyan polis memuru (kel sandı beni) fısıltıyla “bacım siz baÅŸörtüyle girebilirsiniz.” “Sorun yok!” dedi, olan olmuÅŸtu gülümsedim polise...’’

***

Geçen hafta Bursa Kitap Fuarı’ndaydım. ‘’SAKLI KÄ°TAP’’ 28 ÅŸubatı anlatan bir romanım kadınların penceresinden seyrettiÄŸim bir not defteri hükmünde... Belleksiz bir toplumuz. Tahirül Mevlevi’nin Ä°stiklal Mahkemeleri Hatıralarını okurken de bunu düÅŸündüm, yazmak, iz bırakmak hayata dair... Mesela ÅŸayet yazmış olmasaydı Tahirül Mevlevi, biz Åžark Ä°stiklal Mahkemelerinin nasıl feci bir infaz ve imha projesi olduÄŸunu nasıl bilirdik? Tesettürle ilgili olarak yazdığı bir kitap dolayısıyla Ä°skilipli Atıf Efendi’yi idam eden bu zihniyeti nasıl tanırdık? 

Arkadaşım Avukat Veysel AÅŸkın’ın yanında geldi bir grup genç kadın. Avukat Veysel AÅŸkın, 28 Åžubat döneminde yasaklara has pilot uygulamaların baÅŸlatıldığı Bursa’da baÅŸörtüleri sebebiyle okumaları engellenen lise ve üniversite kızlarının müdafaasında görev almış bir avukattır... ‘’Beni hatırladınız mı’’ dedi yanındaki genç kadın, kucağında bebek tutuyordu... Baktım baktım... Gözlerindeki hüznün içinden geçtim. Orada onu hep çocuk tutacak bir gözyaşı denizi var, bakınca dikkatle, onu denizinden tanıdım. Üniversitede yasakların feci halde sürdüÄŸü günlerden birinde Konya’dan, Bursa’dan, Sakarya’dan toplaÅŸarak gelmiÅŸlerdi, seslerini duyurmak istiyorlardı... Kimisiyle evde görüÅŸmüÅŸüz, çorba ikram etmiÅŸiz, kimisiyle Çamlıca’da simit yemiÅŸ eylem planı yapmışız... BüyümüÅŸler. Aradan 17 yıl geçmiÅŸ demir gibi... O zamanların yasaklar altında inletilen kızları, ÅŸimdinin anneleri olmuÅŸlar çoÄŸu. Mimarlar, ziraat mühendisleri, öÄŸretmenler, doktorlar... Tabi okullara verilen uzun aralar, usturaya vurulan uzun saçlar, çıkılan gurbetler, nice sızılar eÅŸliÄŸinde gelindi bugünlere...

Bir kitap yazmışlar daha doÄŸrusu, anılarını birleÅŸtirip ‘’Åžubatla Gelen, Bin Yıl Sürmedi’’ adında sarsıcı bir hatıra çalışması olmuÅŸ, onlar hatıra diyor bence yakın tarihe dair interaktif bir tanıklık... Editöryasını Ali Yılmaz yapmış. Bursa Kitap Fuarı’nda önüme koydular... Sizin için alıntıladığım yukarıdaki kısmı okuyunca birdenbire Bursa’da bir kitap fuarında okuyucularımızın önünde olduÄŸumu unutup aÄŸlamaya baÅŸladım... Ä°çimde o kadar yaÅŸ, o kadar taze duruyormuÅŸ ki yarası... DokunduÄŸunda birisi hemen kanıyor...

***

Bizim yaÅŸadıklarımız, ruhumuzu çok inciten ÅŸeylerdi... Bugünün gençlerinin bu incinmeleri anlayabilmesi çok kolay deÄŸil... Kapılarına ‘’Evcil Hayvanlar ve BaÅŸörtülüler Giremez’’ tabelaları asanlar bile vardı... Hastanelere dahi alınmıyorduk...

‘’Biz sokak köpekleri’’ o günleri, o soÄŸuÄŸu iliÄŸimize iÅŸleyen o meÅŸ’um ÅŸubat günlerini unutamadığımızdandır belki de...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.